Sonntag, 3. August 2008

apres


..kiosk kapaliydi tabi, o zaman cumartesi ögleden sonralari apartman bahcesinin disinda, en azindan 200m yaricapli cember disinda, neler oldugunu bilemedigimiz icin, kioskun kapali olup olmadigini bilmiyoduk, panjurlar kapaliydi.. sadece bahnhofun ordaki kiosku biliyoduk hafta sonu, o da twister dondurmasi icin, disi yesil kirmizi cizgilerle (cizgiler!) kapli, ortasi limon sarisi daireyle dolu sulu, cok sulu dondurma.. ya da calippo.. neyse, kapaliydi cumartesi kiosk, tek acik olan katolik kiliseydi, icinde de philipp, kucagindaki 3 aylik oglu, yaninda bi kac dk sonra kayitlara gecicek hayat arkadasi (ne boktan kelime kombinasyonu, ama kari, es, yoldas, kardes gibi benzetmelerden daha iidir heralde, neyse, hepsi ayni shice) vardi. o zamanki arkadaslarin annelerini taniyabildim, babalar yoktu..

hayran ola ola, ve hayretle peder dinleyen bi suru kafa, koyden baska bisey beklenemez ama icimde buyuyenin kisa sure önce söndürebilmis oldugum nefret oldugunu anlamak da uzun sürmedi, hic hem de hic.. odun kafalilar, odun siralarda oturmus, odun kafali pederin yuzugun ne anlama geldigini anlatmasini odun gibi dinlediler, sonsuzluk ve sonsuz birliktelik, daire falan filan.. nefretin yine ortaya ciktigi nokta tabi kendi insanlarimi düsünerek basladi yine.. bizde de odun dolu tabi de, heryerde oldugu gibi, ama her odunun ayni hakka sahip olamamasi deli etti beni yine.. bi yandan peder mumun anlamini odunlara anlatmaya baslarken, isik, su vs, ulan dedim bu denyolar elini kolunu sallaya sallaya bize gelebiliolar, istedikleri yerde calisabiliolar, bisey ispatlamadan, odun olmadiklarini ispatlamadan, odun olduklari icin sanirim.. da biz odun olunca da suc olmayinca hepten suc.. sürün dur, odun olmak icin ayri sürün, odun diilken, odun olmadigini ispat ederek sürün, her türlü.. böyle düsünürken, bi de vaftiz midir nedir, o tören de basladi, uyuyan bebegin alnina sapur supur su püskürtüp bi de cocugu uyandirdi peder..


hersey batmaya basladi birden.. bi anda.. bi anda olamazdi, birikmisler, söndürdügüm sandigim hislerin ortaya firlamasi.. lost control gibi.. hic bi zaman olamazdi bu, yer sabit kaldikca, mümkündü.. hemen yer degistirmem gerekiyodu, bisiklet iyi ki ordaydi, binip, gittim, en kisa zamanda bisikletle katedilmesi mümkün olmayan mesafeyi geride birakabilicek makinayla sahneyi degistirmek lazim..

Keine Kommentare: