Mittwoch, 5. März 2008

his-sin

05032008

bi kaç ayda yığınla, ya hep ya hiç gibi, oldu mu tam, sissiz pussuz en berrak haliyle, varsa var yoksa yok, dumanla da aramız bu hali aldı, halin oluştuğunu anladım geçenlerde bi kere daha, bu kereler arttıkça, hal oluşuyo ister istemez, bi durum yaratılıyo, yaratılan şeyi yok etmeye de gerek yok zevk sokmuşsa burnunu işin içine..

yaratılan bi anda oluşmuşluğun sonucu değil, halin bu şeklinde ise emek ve zaman girer işin içine ki, durumu hepten derine sürükler, senle birlikte.. harcanan bi çaba yoktur bu emekte, bahsettiğim zamanın getirdiği bi emek, yani sabır, ve istemeyi koruma, o an geldiğinde, aynı duyguları koruyabilmiş olmanın, farkına varmadan onca zamandır hala istediğinin, bilincine ulaşıp -ki burda hiç bi şekilde yol ve zaman araya girmez o bilince ulaşırken, o ordadır, noktadır, bildiğindir- ulaşmak ve başarı duygusunun karışımıyla birlikte cesaret hissini tatmak.

zaten artık cesaretten bahsediyosam, yan roller çoktan etkisiz hale getirilmiş ve nihayet başbaşalık alır başını gider. dönen dünya diil, odur, onla birlikte sen, sen ve birlikte olduğun her neyse, sen ve hislerin..hissin o dakka. Du fühlst, du bist das Gefühl. şimdisin, burdasın, bensin, sensin, bizsin, sin! Karanlıktan gündüze geçildiinde ise, günahlarından kurtulmak istermişcesine, ki sadece o güne ve o sabaha mahsustur günahın içeriği, dışında olduğun an var mı ki? görmemezlik, duymamazlık, dokunmamazlık, dokunulmazlığını öne sürerek, kurtulma hissini sürersin ortaya, ve kum saatinin içinde emek taneleri yer çekimine bırakır kendini, tane tane, saniye saniye, birim birim, dengenden kurtulmak isteyene dek..

her kurtuluşun en bi sensin, bunu bile bile aslında dengesizin teki olarak yaşamak, ne de o teriminin türkçesini bulamadığım anlamlıktır, kendine acı çektiren... bi –ist. –izm’lerden türemiş olanlardan. yine D.

Keine Kommentare: